ABDURRAHMAN ÖRNEK ornekabdurrahman@gmail.com

EĞİTİM DE OYUNUN ÖNEMİ

09 Eylül 2018 Pazar 09:17

Eğitim okulda değil doğuştan başlamalı. İnsan gözlerini dünyaya açtığı andan itibaren çevresindekilerle ve doğayla bilinçli yada bilinçsiz temas kurar.Böylece eğitimle yapay yada doğal yönlerden temas kurarak eğitim hayatına başlamış olur.Hayatı boyunca da hem kendisi  çevresine bir şeyler katacak hem de çevresinden kendi hayatına bir şeyler katacaktır.İnsan olma ve  evrenin anlamlı bir varlığı olduğunun farkına varacaktır. Bu varoluşun ilk başladığı ve temel teşkil ettiği bundan sonraki yaşamının da rotasının çizildiği yer evidir.Çocuğun gelişim sürecinde eğitimin ilk görevi okul yaşından önceki çocuğun hazırlandığı ev ortamıdır.Günümüz eğitim problemlerinin başında gelen ve çocuğun eğitimini olumsuz şekilde  etkileyen en önemli olgu ise anne ve babanın çalıştığı ev ortamlarıdır. Kıyas yapıldığında araştırma bulguları göstermiştir ki;babanın çalıştığı, annenin evde olduğu evler çocuğun eğitiminde annesi babası çalışan ev çocuklarına göre daha iyi durumdadır.Çocuğun karakterinin tohumları bu yaşta atılır ve ikinci çocukluk yaşında gelişmeye başlar. Ev eğitimindeki çocuk öğretimden önce eğitimin, bilgiden önce ise değerlerin geniş tesiri altında eğitimine devam eder. Evdeki eğitimin temel fonksiyonları düzenli beslenme ve  uykudur. Günümüz problemlerinin başında özellikle uyku düzensizliği gelmektedir. Çocukların kesinlikle erken yatıp erken kalkması gerekmektedir. Çünkü çocuklar gün içerisinde kuracağı hayal ve faaliyetlerini uykuda gördüğü rüyalarla  planlar.

Okul yolundaki ilk basamak olan okul öncesi de çocuğun eğitiminde önemli bir yer tutar. Öğretmen çocuğun karakterini tetkike okul öncesinde başlar. Ama bu dönemde karakter tetkiki oldukça zordur. Burada yeni arkadaş çevresi , ev ortamından farklı bir ortam ve bağımsız yaşama alanları oldukça farklılaşır. Farklılaşan ortamlarda çocuklar konuşmayı öğrendikçe hafıza  kuvvetlenir. Kelimeler  hayalleri mıhlar ve büyülenmenin güçleri onu kolektifleştirir.Kendine ve çevresine karşı öz güven kazanan çocuk pısırık ve asosyal çemberden çıkmaktadır.Çocuk gerek evde gerekse başladığı okulda yavaş yavaş oyunlarla tanışmaya ve kaynaşmaya başlar. Hatta oyunsuz bir anının geçmesini istemez .Oyun çocukta bir karakter eğitimi halini alır .Çocuğun ahlaki kişiliğinin kuruluşunda rol oynar.Her oyun çocuk için bir disiplindir.Ona katılan çocuklar bu disipline uymak zorundadır.Oyunda kuralları bozanlara pek iyi gözle bakılmaz.Oyunda çocuk dayanışma ,paylaşma ve yardımlaşmayı öğrenir.Orada çocuk ben ve bizi öğrenir.Oyunda verilen iyi bir eğitim geçimli,iyi huylu,neşeli,cesur,teşebbüs sahibi ve kafa olarak sağlam insanlar yetiştirir.Çocukta oyun ruhu bir düşünce şeklinden başka bir düşünce şekline  uçurumsuz geçme imkanı verir.Bilincin gelişmesinde oyun bir araştırma olarak rol oynar.Kötü bir eğitim ise geçimsiz ,huysuz,mızıkçı,içine kapanık,küskün ,korkak,teşebbüs gücünden yoksun,çaba sarf edemeyen sürekli hedef değiştiren insanlar yetiştirir.(H.Wallon)Burada eğitimcinin en önemli işlevi oyuna katılmayan çocukları elden geldiğince oyuna katmaktır.Böyle yaparsa ileride bireysel eğitimle uğraşma güçlüğü çekmez.Bu oyunsuzluk durumunu otizmli  çocuklarda fazlası ile görmekteyiz.Otizimli çocukların çıkmazı oyundaki kolektif  öğretimlerden mahrum kalması ve hayatına uygulayamaması.Çocuktaki subjektif ve objektif bilinç ayrılışı oyun ve çatışmanın kazandırdığı çaba dikkat ve yeti kazanma güçleriyle gelişir.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #