2002’den beri tek başına Türkiye’yi yöneten AK Parti, 7 Haziran-1 Kasım fetretinden sonra 317 milletvekili ile yeniden tek başına iktidar olma hakkını elde etti.
13 yıllık iktidar döneminde sağlıktan ulaştırmaya, ekonomiden bayındırlığa kadar birçok alanda ülkeye çağ atlattı. Fakat ne hikmetse eğitimde aynı tempoya şahit olamadık.
Şunu kabul etmek gerekir ki; Başta FATİH Projesi olmak üzere, eğitim alt yapısı noktasında geçmişle kıyaslanamayacak kadar büyük yatırımlar gerçekleşti. Lakin bu gerçeklik eğitimdeki nitelik sorununa pek çare olamadı.
İşte bu noktada eğitimciler eğitim sorunlarına çare olacak Milli Eğitim Bakanının profilini şöyle çiziyor;

• Eğitimciliği bakan olduğu gün başlayan ve bakanlığı sona erince biten bir bakan değil, teşkilatın her kademesine vakıf, eğitim sistemindeki sorunları bilen ve bu sorunlara kalıcı çözüm üreten bir bakan istiyor.
• Günü kurtarmaya çalışan değil, nesli kurtarmaya çalışan bir bakan istiyor.
• Bürokratlarca yönetilen değil, tüm teşkilatı sevk ve idare eden bir bakan istiyor.
• Koltuğa çakılıp kalan bir bakan değil, ülkenin her tarafındaki eğitim kurumlarına vakıf bir bakan istiyor.
• “Öğretmen kimdir?” diye sorulduğunda “Benim işçimdir.” diyen değil, “yeri geldiğinde sabahlara kadar öğrencisinin başında bekleyen, öğrencisinin arkadaşı, sırdaşı ve çocuklarımız için çırpınan fedakâr meslektaşımdır.” diyebilen bir bakan istiyor.
• Eğitim sistemini yapboz tahtasına çeviren değil, başladığı işin sonunu görebilen bir bakan istiyor.
• Yılda birkaç kez özür tayinlerini gerçekleştirmekle övünen değil, çocuklarımızın eğitim özrünü düşünen bakan istiyor.
• Eğitim lobisine boyun eğen değil, eğitim sisteminin temel problemlerine kalıcı çözüm arayan bakan istiyor.
• Teşkilat yapısında iltiması değil, liyakati esas alan bir bakan istiyor.
• Konjonktüre göre sürekli mevzuatla oynayan değil, eğitimin bir süreç olduğunun bilinciyle hareket eden ve mevzuatı ona göre şekillendiren bir bakan istiyor.
• Denetleyen değil, rehberlik eden bir bakan istiyor.
• Eğitim sisteminde önce öğretmen yetiştirme politikasına el atan bir bakan istiyor.
• Öğretmeni saçına makas atılacak ya da kulağı çekilecek kişi olarak gören değil, önünde düğme iliklenecek eğitim emekçisi olarak gören bir bakan istiyor.
• Eğitimi bilgi yükleme süreci olarak gören değil, geleceğimiz için vizyon oluşturma süreci olarak gören bir bakan istiyor.
• Kabinenin silik bir üyesi değil, emrindeki bir milyona yakın meslektaşına ben buradayım diyebilen bir bakan istiyor.

Velhasıl eğitimciler istiyor da dinleyen var mı?
Bekleyip göreceğiz…. Ferzende AÇAN