M.VEYSİ TUNÇ veysi_tunc@hotmail.com

KÂBE İMAMI, KAŞIKÇI, KRAL

01 Aralık 2018 Cumartesi 13:21

Mekân, kutsal ve kadim topraklar… 
Beyt-i Atik… Kâbe-i Muazzama… Veya Mescid-i Haram…
Zaman, üzerine güneş doğan en hayırlı gün olan cuma…
Kişiler; tarihin kara sayfalarında yer alacak Kâbe İmamı Abdurrahman es-Sudeysi ve kan kokan, kin akan Prens Muhammed bin Selman…
Olay, Kâbe’nin minberinden arşı titretebilecek yalanların yükselmesi…
Dünyanın farklı yerlerinden umre için gelen Müslümanların dinlediği cuma hutbesinden…
Kâbe İmamı Sudeysi:
“Kaşıkçı cinayeti suçlamaları, İslam düşmanlarının ve işbirlikçi münafıkların komplosu.
Prens Muhammed bin Selman, Allah’ın yüzyılda bir gönderdiği kurtarıcı ve ruhani lider olduğu için hedefte. 
Onu desteklemek, emri altına girmek her Müslümana farzdır…’’ diyor.
Yüzünde en ufak bir mahcubiyet belirtisi olmadan…
Dünyalık kazanımlar için tutarsız, taraflı ve tehditkâr ifadeleri din adına sarf ediyor, Kâbe İmamı.
Önemli olan nerde durduğumuz değil, nasıl durduğumuz hakikatinden habersiz…
Kaşıkçı cinayeti suçlamaları, İslam düşmanlarının ve işbirlikçi münafıkların komplosuymuş,  İmam Sudeysi’ye göre.
Diyelim ki İslam düşmanları aşikâr, ya işbirlikçi münafıklar kim? 
İslam düşmanlarından kasıt ABD veya benzerleri ise, Kâbe İmamı Abdurrahman es-Sudeysi Suudi Arabistan’ın resmi televizyonu El İhbariyye’ye daha önce şu açıklamalarda bulunmuştu:
“Allah’a hamdolsun ki bugün Suudi Arabistan ve ABD dünyanın iki kutbu. Suudi Arabistan lideri Kral Selam ve ABD Başkanı Donald Trump liderliğindeki bu iki güç, dünyayı güvene, barışa, kalkınmaya ve refaha taşıyorlar.”
Suudi konsolosluğunda işlenen ve Suudi yönetiminin kabul etmek zorunda kaldığı bir cinayet söz konusu… Böyle olmasına rağmen İmam Sudeysi, Kaşıkçı cinayetiyle ilgili olarak bir cuma günü, Kâbe’nin minberinden İslam düşmanları ve işbirlikçi münafıklar diyerek işlenilen cinayeti örtbas etmeye çalışıyordu.
Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi’nin işlerinden sorumlu genel müdür ve aynı zamanda Kâbe imamlığı da yapan Abdurrahman es-Sudeysi, Prens Muhammed bin Selman’ı, Allah’ın yüzyılda bir gönderdiği kurtarıcı ve ruhani lider olarak nitelemesine ne demeli?
Bu da yetmezmiş gibi Prens Muhammed bin Selman’ı desteklemenin, onun emri altına girmenin her Müslüman’a farz olduğunu ilan ediyordu.
Ne kadar vahim bir tablo?
Ne kadar korkunç ifadeler?
Hem de Allah’ın evinde ve Peygamberimizin minberinde…
Yüzyılda bir gönderilen kurtarıcı ve ruhani liderin (!) birkaç icraatı şöyle:
Ilımlı İslam söylemini eyleme geçirme çabaları… Muhaliflere ve âlimlere baskı…
ABD ve İsrail’le müttefiklik… Filistin’e kalleşlik…
Mısır’da darbeci Sisi’ye destek olmak… Katar’a ambargo… Yemen’i yerle bir etmek…
Bir de bütün bunları yapan Prens’e Müslümanların itaati farzmış.
Bu nasıl bir hükümdür?
Bu nasıl bir haldir?
Bu nasıl bir hezeyandır?
Neden?
Kitaptan uzaklaş. Kabri unut. Kalbi uyut. Kıbleyi şaşır. Olacağı budur.
 

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #